“Fazla kişisel” web sitesi

Kendimi bildim bileli insanın vitrin değerinden çok düşünce yapısına değer veriyorum. Düşüncelere önem veren biri olarak da haliyle insanların Instagram'daki fotoğraflarından ya da Twitter'da yaptığı esprilerden daha çok sahip olduğu düşüncelere maruz kalmak ve elbette ben de düşüncelerimi ortaya koymak istiyorum.

İkisinin ismini geçirdiğim, hepimizin yakından bildiği sosyal medya mecralarının hiçbirinde bu isteklerime şimdiye kadar cevap alamadım; zaten bu amaca hizmet etmedikleri de açık. Ben de bu sebeple, başkalarının düşüncelerine ulaşamayacak olsam da, en azından kendiminkileri paylaşabileceğim kişisel bir site oluşturmaya zamanında karar vermiştim. Yaklaşık bir hafta kadar önce de, ara vere vere bir süredir geliştirdiğim bu sitenin kabasını bitirdim. Tamamen ihtiyaçlardan yola çıkarak tasarladığım bu sitenin nelere derman olduğundan biraz bahsedeceğim.

Dizayn

Sitenin "çıkış noktası" ihtiyaçlarından biri olmamış olsa da siteyi istediğim gibi kurgulayabilmem ve -benim için- görsel olarak tatmin edici, minimal bir görünüm elde etmiş olmam keyif veren şeylerden oldu. Sitenin şu anki versiyonu sadece kategori ve içeriklerden oluşuyor; ekstra hiçbir fazlalık yok.

Esneklik

Sitenin bir önceki versiyonunda WordPress altyapısını kullanıyor ve en basit ihtiyaçlara bile doğru düzgün cevap alamıyordum. Örnekle gideyim; WordPress kullanırken "kendi sitemi yapayım en iyisi" dedirten başlıca şeylerden biri şu olmuştu: Bir kategori için yazdığım yazıların "eskiden yeniye" sıralı bir şekilde okunması elzemdi ancak yazıları bir türlü o şekilde sıralayamadım. Eklentilerle vesaire bir şekilde illa ki halledilebilir olduğunu düşünüyorum, ama her en ufak istekte WordPress'i kurcalamakla zaman kaybetmek istediğim bir şey değil. WordPress sadece yazılarımı istediğim organizasyonda paylaşmamı sağlayacak bir araç olmalıydı, olamadı.

Geliştirdiğim sitede bu özelliğin var olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Bir kategoride yazılar eskiden yeniye sıralıyken, diğerlerinde yeniden eskiye sıralı. Bunun dışında istediğim güncellemeyi yapmak, istediğim özelliği getirmek artık tamamen benim elimde.

Yazılar arası referans

Yeni bir yazı paylaşırken sitedeki bazı diğer yazılara "bunu da okusan iyi olur" şeklinde referans verebiliyorum; bu sayede site aynı zamanda bir nevi Zettelkasten implementasyonu haline gelmiş oluyor. Zaman geçtikçe, yazılar arası bağlantılar çoğaldıkça bağlantıları görselleştirerek bir graf elde etmek de güzel olacak.

Asosyal medya

Kafamda uzun zamandır, kendi ihtiyaçlarımdan yola çıkarak tasarladığım ideal bir sosyal medya fikri var (bu sosyal medyanın nitelikleri hakkında ayrı bir yazı yazacağım), ancak bunu bir proje haline getirmek düşünebileceğiniz gibi çok kolay değil. Geliştirdiğim site ile birlikte aslında bu "var olmayan sosyal medya mecrasındaki var olmayan kişisel sayfamın" bir benzerini yaratmış oldum. Burada istediğim içeriği, diğer sosyal medya mecralarında paylaşım yaparken yaptığımız gibi "içeriğin o mecraya uygunluğunu" düşünmeyi bir kenara bırakarak paylaşabilirim.

Siteye basitçe mikro ve beğenilen adında iki kategori ekledim ve bu kategori sayfalarının görünümleri diğerlerine göre daha farklı. İçerikler daha kompakt yapıda; içeriklerin başlıkları yok ve içerikler arasında ayraçlar yok. Bu gibi ufak dokunuşlarla bu kategorilere bir mikroblog havası vermeye çalıştım.

mikro: Twitter birçok neden dolayı sevdiğim bir mecra değil; ancak düşüncelerimi kısa ve öz şekilde paylaşmak istediğim de olmuyor değil. Bu problemi siteye sadece "mikro" adında bir kategori ekleyerek hallettim ve bir nevi kendi Twitter'ımı yaratmış oldum.

beğenilen: Bir kişiyi ancak ve ancak düşüncelerini beğeniyorsam takip ediyorum; düşüncelerini beğendiğim kişinin beğendiği şeylerin de değerli, ilgimi çekebilecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Kısacası "bunu beğenen bunu da beğendi" konseptini oldukça seven biri olarak ben de yazdıklarımı takip edecek insanlar için beğendiğim içerikleri paylaşmayı mantıklı buluyorum, ve bunu da yine siteye sadece bir kategori ekleyerek halledebildim.

Single source of truth

Türkçesi "gerçeğin tek kaynağı" olan single source of truth terimi, yazılım dünyasında basitçe, verinin güvenilir tek kaynağının olması gerektiğini ifade ediyor. Veriyi birden fazla yerde muhafaza etmeye çalışınca işler kompleksleşiyor ve bu sadece yazılıma özgü bir olgu değil.

Takip edilen bir kişinin Facebook'unu, Twitter'ını ve Instagram'ını ayrı ayrı takip etmek oldukça yorucu olmalı. Belki de bu kişinin bir de TikTok hesabı var ve siz bu hesabın varlığından haberder olmadığınızdan birçok önemli paylaşımdan mahrum kaldınız.

Geliştirdiğim bu site ile internet üzerindeki tüm içeriklerimi merkezileştirip diğer tüm mecralarla bağlantımı keserek, yukarıda verdiğim örnekteki gibi beni takip edenlere kolaylık sağlamış olmakla beraber aynı zamanda kendim de birçok fayda elde etmiş oldum. Mesela, bir şey paylaşacak olduğumda artık girmem gereken tek bir site var; paylaşacağım şey bir fotoğrafsa ayrı, 140'tan daha az karakterli bir yazıysa ayrı, 140'tan daha fazla karakterli bir yazıysa ayrı bir site/uygulama kullanmama gerek kalmadı. Ya da zamanında bir içeriği beğenmiş ve bir şekilde aylar, yıllar sonra ona tekrar aklıma düşmüş ve geri dönüp bakmak istiyor olabilirim. Peki; bu içeriği Twitter'da mı yoksa Facebook'ta mı beğenmiştim? Yoksa Ekşi Sözlük'te denk gelip favorilere mi eklemiştim? Geliştirdiğim yeni site ile artık hepsi "beğenilen" kategorisinde toplanabilir.

Merkezileşmenin faydaları burada bahsettiklerimden çok daha fazla ancak konumuz şimdilik bu değil. Özetle, geliştirdiğim site ile kendi ihtiyaçlarıma göre şekillendirebileceğim merkezi bir mecra da elde etmiş oldum.